Translate

6 Nisan 2014 Pazar

insancıl ayar saati



İnsancıl  Ayar Saati

İnsanlar neden bu kadar garipler, insan olmayı neden unutmuşlar ki ya da ben mi yanlış öğrenmişim… Herkes bir taraf olmuş, herkes de önyargı. Çoğunluk canlının eş anlamlısının insan olduğuna inanmış, azınlık ise hayvan. Peki ya bitkiler? İlkokulda mı yanlış öğretmişlerdi bize yoksa hisleri olmadığı (belki hisleri olduğu ortaya çıkar ilerde ne dersiniz) için miydi cansız saymamız?
 Canlı nedir öyleyse? Hisleri olan ve nefes alan mıydı? Canlıya saygı mı gösterilmeliydi peki öldürmemeli miydik onları? Tecavüz etmemeli miydik? Hadi bunları geçtik diyelim hayvanları öldürmedik,  onlara tecavüz de(!)  etmedik. Hayvanları anlamaya çalıştık ama konuşamadık…  Peki konuşma yetimizin de olduğu insanlara karşı hayat sorumluluğumuz bu kadarla mı sınırlıydı? Sadece sözleri yüzünden yaktığımız insanlar, sadece inançları yüzünden yok ettiğimiz insanlar, işleri yaşamları ve tercihleri yüzünden aşağıladığımız insanlar. Yeterli miydi hayvanlar da olduğu kadar saygı konuşabildiğimiz insanlar için de? Düşünüp tartıp kendi yaşamıyla bütünleştirdiği her şeyi sırf bizimkiyle uyumsuz diye dışlamamız niye? Kızıyorum artık biz insanlara, eskiden anlamaya çalışırdım ama artık bıraktım. En yakınlarımın bile benim ruhumu unuttuğunu görünce vazgeçtim. Sizden bir şey beklemiyorum artık insan ırkı. Ufacık çocuklar, çok şey görmüş yaşlılar, sokaklarda harcanmış kadınlar, barış yanlısı erkekler ve daha niceleri… Unutulmuş değerler, sömürülmüş ruhlar yığını ve evet; can çekişiyoruz belki de yediğimiz tüm insan etleri yüzünden. Kötüyüz, çok kötü…  Sonumuz hiç iyi değil ama ben de sizinle değilim bilesiniz. Haykıracağım içimdeki tüm vurdumduymazlığımla size karşı, ölene kadar…

 

Dediğim gibi; siz insan ne anlama gelir unutmuşsunuz. Ya da ben yanlış anlamışım, öyleyse tüm yakınmalarım için “siz” kusuruma bakmayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder