Düştün ve kalktın, sonuç? Ne mi hiç gerek yokmuş
diyebileceğin anlar… Ya da kafanın çok karışık olduğu işte. Beynin bomboş ya da
ağzına kadar dolu, ikisinde de aynı son. Öylece oturuşlar dalgın gözler ve
müzik. Cümleler kısa öz ve sonsuz.
Dibini göremediğin
kuyuya inme demişti değil mi birileri, ya risk almayı seviyorsan? Bedeline
katlanmak mı cevabı peki? Ya da inadına çırpınmak mı, inadına her ne yüzünden
bu durumdaysan ısrarla bildiğini okumaya devam etmek mi?
Güçsüz düşmüş olmak umrunda değilse nereye kadar gidilir ki?
Olmayan bir güçle. Beyninin ikilemlerine cevaplar bulmak mı önemli yoksa onu
susturmak mı? Susturarak nereye kadar peki? Cevapları bulmadan nereye kadar?
Böyle işte, beynin yat uyu derken ruhun yaz diyebiliyor ya
da çiz ya da eğlen vs. Sonra ufak
çarpışmalar içinde; hangisi üstün gelirse…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder