Translate

6 Mayıs 2014 Salı

Bir Dilek...



İnsan… Hayatı boyunca iyi bir yerlere gelmek için uğraşır durur. Bunun için yıllarını feda eder, en genç en dinamik ve canlı olduğu yıllarını okulda ve işte bitirir. Elbette yapmalıdır ancak körü körüne gelecek kaygısıyla yaşamayı anlayamıyorum. İnsanların yaşayabileceği kadarıyla yetinmeyip her zaman daha lüksünü araması ve bunun için ömrünü feda etmesini anlayamıyorum. Örneğin bir kişiye iki odalı bir ev yetebilecekken villa istemesini anlayamıyorum. Bir gencin sırf çok daha fazla para kazanmak için kendisini aşağılayan insanlara boyun eğmesini kabullenemiyorum açıkcası. Oysa ki insanlar… Karnını doyursaydı rahatça maaşıyla ve bir ev alsaydı, basit bir ev. Ayaklarını yerden kesmek isterse bir de araba alsaydı; basit bir araba, ayağını yerden kesecek kadar. İstediği zaman istediği yere gidebilseydi özgürce, ne bir iş ne bir okul kaygısı olmadan. Gezip gelebilseydi. Çalıştığı iş sevdiği iş olsaydı herkesin, sevdikleri için çalışsalardı. İlla para mı olacak değişemez mi artık, çalıştıklarının artanını zor durumda olanlara verselerdi keşke öyleyse. Herkes huzur dolabilseydi yavaştan, maddi sıkıntıdan kurtulmakla başlayarak.
Ama insan işte! Her çeşidi bulunur. Biri insanları düşündüğünü iddia eder, ama kendisi gibi düşünmeyene söver, yerden yere vurup aşağılar. Diğeri en doğru benim bildiğimdir der herkesten almak istediğini alır işine yaramayanı yanında taşımaz. Bir başkası ben lüks yaşayacağım der, sonunda kullanmak için biriktirdiği paraları vasiyetiyle dağıtır. Elbette son derece lüks yaşayanı da vardır ancak nasıl geldiği bilinmez, ruh hallerini ise konuşmaya gerek bile yoktur. İnsanlar işte, bin bir çeşidi bulunur…
Ben… bilmiyorum, ama sıkıldım insanlardan bugünlerde. İnsanlığın dünya üzerindeki nazlarından sıkıldım.  Neden kimse yaşadığı günü görmüyor? Neden herkes boş ver diyenlere deli gözüyle bakıyor?  Neden herkes kısıtlı olan zamanını daha çok kazanmak için harcamayı tercih ediyor?! Yaşayın işte, bakın yakınlarınızda vardır bir yeşil alan, bulursanız bir deniz, göl, dere… Bir gidin bir soluklanın, biraz düşünün değer mi diye. Yaşamak için yaşayın bir bakın çevrenize artık. Kurtulun artık diğer insanları kullanmaktan, kendinizi üç kuruş fazla kazanmak için harcamaktan. Sizin adınıza ben sıkıldım bugün. Yarın da siz sıkılın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder